2023 yılının son çeyreğine yaklaşırken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan güncel işsizlik verileri, ekonomideki gelişmeleri yakından takip edenleri düşündürüyor. Ülkemizdeki işsizlik oranı, son üç yılın en yüksek seviyelerinden birine ulaşmakla birlikte, artış oranının sınırlı kalması bazı uzmanları sevindiriyor. Özellikle pandeminin ardından toparlanma sürecinin nasıl şekillendiğine dair ipuçları veren bu rapor, birçok sektörde yaşanan dinamikleri gözler önüne seriyor.
Son veriler, Türkiye'nin genel işsizlik oranını %10,5 seviyesinde gösterirken, genç nüfus arasındaki işsizlik oranının ise %20 civarına ulaştığını işaret ediyor. Bu durumda, gençlerin iş gücüne katılım oranının artması, özellikle yükseköğrenim görmüş bireyler arasında iş bulma zorluklarının başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Ekonomik durgunluk, enflasyon ve çeşitli sektörlerdeki daralma da işsizlikteki bu sınırlı artışın arka planındaki dinamikler olarak dikkat çekiyor. Yüksek enflasyon oranları, alım gücünü düşürerek işverenlerin iş gücü taleplerini sınırlamasına neden olurken, birçok açığın da kapatılamadığı gözlemleniyor.
Ekonomistlerin yaptığı değerlendirmelere göre, işsizlikteki sınırlı artış, Türkiye'nin ekonomik büyüme hedefleri açısından ikna edici değil. Ancak, iş gücü piyasasındaki esnekliğin artması, gençlerin istihdamı için çeşitli projelerin ve teşviklerin devreye alınması gerektiğini vurguluyorlar. Özellikle, istihdamı artırmak için istihdam teşvik programlarının güçlendirilmesi, mesleki eğitim kurslarının yaygınlaştırılması ve girişimciliğin desteklenmesi gibi önlemler, işsizlik oranlarının daha da düşmesine katkı sağlayabilir.
Uzmanlar, devletin işgücü piyasası üzerindeki etkisinin artırılması gerektiğini savunuyor. Gençlerin ve kadınların istihdamına yönelik özel politikaların geliştirilmesi, uzun vadede ekonomik büyümeye ve istihdamın artmasına katkı sağlayacaktır. İşsizlik oranlarındaki sınırlı artış, bir tehlike çanı olarak algılanmalı; fırsat olarak değerlendirilmeli ve kapsamlı bir istihdam seferberliği başlatılmalıdır.
Sonuç olarak, Türkiye'de işsizlik rakamları artmış olsa da, yaşanan bu sınırlı artışın getirdiği fırsatlar ve çözümler üzerinde durulması önem taşıyor. Ekonomik performans, yalnızca sayıların ötesinde bir anlam ifade ediyor. İş gücünün yeniden yapılandırılması ve gençlerin geleceğine yatırımlar yapılması, toplumun genel refah seviyesini yükseltecek en temel unsurlar arasında yer alıyor. Bu doğrultuda atılacak adımlar, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin ekonomik istikrarı açısından büyük bir önem taşıyor.