İsrail, güvenlik stratejilerinin temel taşlarından biri olarak gördüğü füze savunma sisteminde ciddi bir krizle karşı karşıya. Son zamanlarda, ABD'nin sağladığı destek olmadan geçirdiği 10 gün, ülkenin savunma kapasitesinin ne kadar dayanıksız olduğunu gözler önüne serdi. Peki, bu durum ne anlama geliyor? İsrail, füze kalkanını nasıl koruyacak? Ulusal güvenliği ne ölçüde tehdit altında? Makalemizde bu kritik soruları yanıtlayacağız.
İsrail'in füze savunma sistemi, özellikle çok sayıda ülkenin ve milis grubunun tehditleri karşısında hayati bir öneme sahip. Ülke, Iron Dome (Demir Kubbe) gibi birçok sistemle donatılmış durumda. Bu sistemler, düşman füzelerini havada imha etme kapasitesine sahip. Ancak bu sistemlerin işlerliği, büyük ölçüde Amerika Birleşik Devletleri'nin sağladığı teknolojik ve mali desteğe bağlı. Son birkaç hafta içinde, ABD ile yaşanan diplomatik gerilimler, bu kritik desteklerin kesilmesine neden olabileceği endişesini artırıyor.
Özellikle İran, Suriye ve diğer komşu ülkelerin saldırıları karşısında, füzelerin etkisiz hale getirilmesi, İsrail'in stratejik üstünlüğünü koruması için şart. Ancak ABD desteğinin olmaması, bu sistemlerin etkinliğini ciddi anlamda sorgulatıyor. Federasyonlar ve yerel kaynaklarla yapılan anketler, halkın çoğunluğunun, ABD desteğinin tamamen sona ermesi durumunda güvenlik konusunda kaygılandığını gösteriyor.
İsrail'in sadece askeri gücü değil, aynı zamanda diplomatik ilişkileri de bu durumu etkiliyor. Son dönemde, ABD ile İsrail arasındaki sıkı iş birliği, her iki ülkenin de ulusal güvenliğini artırıyordu. Fakat yaşanan çatışmalar ve farklı politikalar, bu bağları zayıflatıyor. Bu durum, İsrail'in füze savunma sisteminin bekası açısından oldukça kaygı verici bir tablo çiziyor. Örneğin, ABD’nin İsrail’e vereceği mali yardımın azalması, hem mevcut sistemlerin bakımını hem de yeni teknolojilerin geliştirilmesini tehdit ediyor.
Askeri uzmanlar, ABD desteklerinin sona ermesi durumunda, İsrail'in mevcut füze savunma sistemlerinin ne kadar süre etkili kalabileceği konusunda karamsar. Bunun sonucunda, İsrail'in füze savunma sistemlerini kendi başına sürdürmek zorunda kalması durumunda, ulusal güvenlikte ciddi bir açığın oluşabileceği ifade ediliyor. Ayrıca, düşman ülkeler olası bir savaş durumunda, İsrail'in zayıf noktasını hedef alarak harekete geçebilir.
Sonuç olarak, yalnızca askeri açıdan değil, stratejik olarak da bu zayıflık, İsrail’in bölgedeki haksız üstünlüğünü tehlikeye atabilir. Uzmanlar, kısa sürede bir çözüm bulunmadığı takdirde, İsrail’in savunma bütçesinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ve acilen yeni stratejiler geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Ulusal güvenlik politikası üzerine yeniden düşünmeye ihtiyaç var. Eğer bu durum devam ederse, sadece İsrail'in değil, bölgedeki tüm dengelerin sarsılması kaçınılmaz görünüyor.